Türkiye, İngilizce öğrenmek için senede 5 Milyar Dolar harcıyor ve harcadığı paraya oranla İngilizcesi en kötü ve İngilizce konuşan kişi sayısı en düşük olan ülke konumunda. Ben, seminerlerimin, stand-up’larımın, ilham veren konuşmalarımın ve tek başıma senede yaklaşık 400 öğrenci yetiştirmek dışında ne yapabilirim diye düşünürken her şeyi çeviren yazılım projemi “ana dili Türkçe olan herkese İngilizce öğreten bir portal” yazılımına dönüştürmeye karar verdim. Böylece, dünyadaki 200 milyondan fazla Türk’e Türkçe üzerinden İngilizce öğretebileceğim. 2019 Eylül’den itibaren, Kod Değiştirme ile İngilizce Eğitimi– Online Versiyondaha etkili, daha kalıcı, daha kapsamlı ve çok daha ucuza dünyanın her yerinden herkesin erişimine açık olacak ve sonunda, belki de en büyük hayallerimden birini gerçekleştireceğim: Milli eğitimde ‘milli’ yabancı dil öğrenme metodu: Kod Değiştirme.
“Türk ve Türkçe” ifadelerinin İngilizce eğitimi söz konusu olduğunda size alakasız hatta ‘yanlış’ geldiğini biliyorum, işte probleminizin kaynağına inmeye başladık bile!
Dünyada tüm diller beynin sol tarafında çalışıp ‘matematikle’ yönetilirken, bir tek Türkçe beynin sağ tarafında çalışır ve sezgilerle (yorumlarla) yönetilir. Bu kısaca şu demek: Bütün dünya, iletişim modelini ‘netlik’ ve anlaşılırlık üzerine kurmuşken biz Türkçeyi ‘pratiklik’ yani kaos üzerine kurmuşuz. Dünya, ayrışık bir tasarıma sahipken Türkçe mümkün olduğunca ‘birleşik’ bir yapıya sahiptir ki biz buna “sondan eklemeli” diyoruz. Buna göre, dünyada bireysellik ön plandayken Türklerde gruplaşma ön plandadır.
Bu inceleme bizi “birey olabilmek” ile ilgili sorunlarımızın da kökenine götürecektir ancak ben sadece sorunları görmeye, sorunları göstermeye ve sorunları konuşmaya gelmedim. Kimsenin gitmediği kadar geriye, kimsenin inmediği kadar derine inerek Türklerin yabancı dil öğrenme konusunda neden başarısız olduğunu ortaya çıkardım. Artık, kendinizi suçlamayı bırakın ve hep beraber bir yolculuğa çıkalım…
Dünyada tüm diller beynin sol tarafında çalışıp ‘matematikle’ yönetilirken, bir tek Türkçe beynin sağ tarafında çalışır ve sezgilerle (yorumlarla) yönetilir. Bu kısaca şu demek: Bütün dünya, iletişim modelini ‘netlik’ ve anlaşılırlık üzerine kurmuşken biz Türkçeyi ‘pratiklik’ yani kaos üzerine kurmuşuz. Dünya, ayrışık bir tasarıma sahipken Türkçe mümkün olduğunca ‘birleşik’ bir yapıya sahiptir ki biz buna “sondan eklemeli” diyoruz. Buna göre, dünyada bireysellik ön plandayken Türklerde gruplaşma ön plandadır.
Bu inceleme bizi “birey olabilmek” ile ilgili sorunlarımızın da kökenine götürecektir ancak ben sadece sorunları görmeye, sorunları göstermeye ve sorunları konuşmaya gelmedim. Kimsenin gitmediği kadar geriye, kimsenin inmediği kadar derine inerek Türklerin yabancı dil öğrenme konusunda neden başarısız olduğunu ortaya çıkardım. Artık, kendinizi suçlamayı bırakın ve hep beraber bir yolculuğa çıkalım…