BEN KİMİM?

Evrende küçücük bir canlıyım ben; adım İNSAN!

Merhaba ben Taner Çağlı. 10 Yıldır, Türkçe düşünen kişilere İngilizce öğretiyorum. Öğretiyorum öğretmesine de vaktiniz varsa, bu günlere nasıl geldiğimi kısaca anlatayım!

Bir Hayalim Vardı

2009 Yılında, 22 yaşımdayken, her şeyi çeviren bir robot (yazılım) yapma hayaliyle Doğu Akdeniz Üniversitesi, Çevirmenlik Bölümü’nden mezun oldum. O dönemlerde, bu alanda çalışan hemen herkes böyle bir şeyin mümkün olmayacağına inanıyordu. Ben inandım ve diplomamı aldığım gibi kendimi İstanbul’a attım. Yazılımla ilgili tüm hazırlıkları yapmış ve know-how’ı tamamlamıştım ancak projeye inanacak bir yatırımcı, bir sponsor bulmak kolay olmadığı için geçen zamanda İngilizceyi ‘konuşarak’ öğreten çeşitli dil okullarında 1 yıl boyunca öğretmenlik yaptım. Bu sürede hem öğretmenliği keşfettim hem de Türklerin İngilizce öğrenirken çektikleri zorlukları inceleme fırsatı buldum ve serüven başladı!

Robottan İnsana

Sınıflardaki öğrenciler aylardır ders aldıkları halde İngilizce konuştuğum zaman beni anlıyorlar fakat ezberlenmiş kalıpların dışında bir cümle kuramıyorlardı. Yani aslında İngilizce bilmiyorlardı. Konuşarak öğrenmek, hayatta kalmanız için kısa vadede pratik bir çözüm olsa da kalıcı bir şekilde İngilizce öğrenmek istiyorsanız olabilecek en yavaş yöntemdir.Konuşarak öğrenmeye çalışan, daha doğrusu çırpınan ve bir tek cümleyi bile doğru kuramayan kişilerle karşılaştıkça farklı bir şeyler yapmam gerektiğini anladım ve onlara normalde robot için hazırladığım know-how’dan bilgiler aktarmaya başladım. İşe yaradığını gördükçe daha detaylı denemeler yaptım ve robota dil öğreten bir algoritma hazırlayayım derken aslında İnsanlara dil öğreten ‘devasa bir eğitim sistemi’ icat ettiğimi fark ettim.

Kurumsallaşma sürecim

Sonrasında, hemen çalışmalara başlayarak icat ettiğim sistemi süre, süreç ve işleyiş bakımından formatladım, Kod Değiştirme şeklinde isimlendirdim, içeriğini ‘modern insana’ göre düzenledim ve daha fazla kişiye etki edebilmek adına 2011 yılında Dil Mektebi’ni kurdum. 8 Yılda, Dil Mektebimarkasıyla, farklı şehirlerden 2500+ kişiye ‘ileri düzeyde’  İngilizce öğrettim; 100.000’den fazla kişiye ezber bozan “İngilizce Düşünme Seminerleri” verdim; BKM Mutfak, 6.45, Fade Sahne gibi birçok mekanda 10.000’den fazla “İnGizlice Stand-up” adlı tek kişilik gösteri gerçekleştirdim, önemli üniversitelerde “ilham Veren Konuşmalar”yaptım ve nihayet Şubat 2019 itibariyle YouTube dünyasına giriş yaptım.

Her şey Türklere İngilizce Öğretmek için

Türkiye, İngilizce öğrenmek için senede 5 Milyar Dolar harcıyor ve harcadığı paraya oranla İngilizcesi en kötü ve İngilizce konuşan kişi sayısı en düşük olan ülke konumunda. Ben, seminerlerimin, stand-up’larımın, ilham veren konuşmalarımın ve tek başıma senede yaklaşık 400 öğrenci yetiştirmek dışında ne yapabilirim diye düşünürken her şeyi çeviren yazılım projemi “ana dili Türkçe olan herkese İngilizce öğreten bir portal” yazılımına dönüştürmeye karar verdim. Böylece, dünyadaki 200 milyondan fazla Türk’e Türkçe üzerinden İngilizce öğretebileceğim. 2019 Eylül’den itibaren, Kod Değiştirme ile İngilizce Eğitimi– Online Versiyondaha etkili, daha kalıcı, daha kapsamlı ve çok daha ucuza dünyanın her yerinden herkesin erişimine açık olacak ve sonunda, belki de en büyük hayallerimden birini gerçekleştireceğim: Milli eğitimde ‘milli’ yabancı dil öğrenme metodu: Kod Değiştirme.

“Türk ve Türkçe” ifadelerinin İngilizce eğitimi söz konusu olduğunda size alakasız hatta ‘yanlış’ geldiğini biliyorum, işte probleminizin kaynağına inmeye başladık bile!

Dünya bir yana Türkler bir yana

Dünyada tüm diller beynin sol tarafında çalışıp ‘matematikle’ yönetilirken, bir tek Türkçe beynin sağ tarafında çalışır ve sezgilerle (yorumlarla) yönetilir. Bu kısaca şu demek: Bütün dünya, iletişim modelini ‘netlik’ ve anlaşılırlık üzerine kurmuşken biz Türkçeyi ‘pratiklik’ yani kaos üzerine kurmuşuz. Dünya, ayrışık bir tasarıma sahipken Türkçe mümkün olduğunca ‘birleşik’ bir yapıya sahiptir ki biz buna “sondan eklemeli” diyoruz. Buna göre, dünyada bireysellik ön plandayken Türklerde gruplaşma ön plandadır. Bu inceleme bizi “birey olabilmek” ile ilgili sorunlarımızın da kökenine götürecektir ancak ben sadece sorunları görmeye, sorunları göstermeye ve sorunları konuşmaya gelmedim. Kimsenin gitmediği kadar geriye, kimsenin inmediği kadar derine inerek Türklerin yabancı dil öğrenme konusunda neden başarısız olduğunu ortaya çıkardım. Artık, kendinizi suçlamayı bırakın ve hep beraber bir yolculuğa çıkalım…

Ben Taner Çağlı,
10 yıldır, balık yemeye alışmış bir topluma balık tutmayı öğretiyorum.